Fenerbahçe'den geçtiğimiz sezon sonunda,İspanya La Liga ekiplerinden Atletico Madrid'e transfer olan Emre Belözoğlu, Fenerbahçe günleri ve İspanya'daki yeni hayatı ile ilgili açıklamalar yaptı.
SkyTurk360'a konuşan tecrübeli orta saha oyuncusu, 11 Eylül Salı günü, 2014 Dünya Kupası Eleme Grubu 2. maçında, Şükrü Sracoğlu'nda ağırladığımız Estonya karşılaşması ile ilgili de merak edilenleri anlattı.
"İSPANYA’DA HER ŞEY YOLUNDA GİDİYOR"
"İspanya’da her şey yolunda gidiyor. İki hafta önce süper Kupa’yı kazandık. Lige de iyi bir başlangıç yaptık. Benim adıma da Arda adına da her şey çok iyi gidiyor. İngiltere ve İtalya’da daha önce oynamış bir futbolcu olarak İspanya’da ki futbol hayatımdan çok memnunum. Çünkü ayrı bir tecrübe oluyor benim için. Dünyanın üç farklı liginde farklı farklı tecrübeler edindim."
"KISA YOLDAN BAŞARIYA ULAŞMAK İSTİYORUZ"
"Ülke olarak o ligleri yakalayabilmek için ekonomik gücünüzün, sporu yöneten kişilerin ve aynı zamanda futbolcuları yöneten kişilerin futbolu bir sistem üzerine kurmaları gerekir. Bizim ülkemizde bunları elde edebilmek zor. Açıkçası çok çabuk yollardan başarı elde edilsin isteniyor. Futbolumuz bir sistem üzerine kurulmadığından günlük başarılarla bir yere gelindi. O seviyelere gelebilmemiz için kulüpleri yönetenlerin Türk sporunu yönetenlerin daha fazla bu işe zaman ayırmaları gerekiyor.İşin gerçekçi kısmı ile yüzyüze gelmeleri gerekiyor."
"RADİKAL KARARLAR GEREKİYOR"
"Kulüp imkanları olarak baktığımızda benim oynadığım takımdan Fenerbahçe’ninde, Galatasaray’ında, Beşiktaş’ında bir farkı yok. Orada kulüp herşeyin üzerinde tutuluyor.Kulüp yöneticileri her futbolcunun profesyonellikle hareket etmesi gerektiğini bilincinde. Avrupa’da zaten sistem her anlamda hayatın her kısmında oturduğundan futbola bunun yansımaları olumlu oluyor. Ülkemize baktığımız zaman sadece futboldaki sistem değil, hayatın içindeki diğer sistemlerde de belirsizlik var. Bunun da Türk futboluna yansımaları var. Bu durumun değişmesi için Türk Futbolunu yönetenlerin daha farklı radikal kararlar alması gerektiğini kulüplerin daha fazla ön plana çıkması gerektiğini düşünüyorum."
"HER ALANDA PROFESYONEL OLMALIYIZ"
"Türkiye’de biraz daha duygusal yaşadığımız için bazı durumlarda ani tepkiler , anlık tepkiler verebiliyoruz. Avrupa’da özellikle oyuncu hoca ilişkisinde çok daha profesyonelce yaklaşımlar var. İlişkilerin her zaman hayatın her alanında olduğu gibi orada da belli bir mesafesi var. Bu yüzden ilişkinin ömrü uzun oluyor. işin gerçeği bu. Türkiye’de özellikle bir futbolcu iyi oynadığında klup başkanı o benim oğlum diyor, başkan için o bizim babamız diyoruz. İşin gerçekçi kısmında hepimiz belli bir amaca hizmet ediyoruz, hepimiz profesyoneliz. İlişkilerdeki mesafeler belirliyici oluyor. Bu yönde bence Türkiye Avrupa arasında farklar var."
"AYKUT KOCAMAN İLE ARAMDA BİR PROBLEM YOK"
"Aramız yine iyi, Fenerbahçe’den ayrıldıktan sonra çok spekülasyon oldu, olmasıda normaldir. Ben Aykut Kocaman ile problemli bir şekilde ayrılmadım. Kendisi ile Atletico Madrid’e imza atmadan önce konuştum.Daha öncede yüz yüze konuştum. Basın yolu üzerinden Aykut Kocaman’a mesaj vermek gereği duysam o zaman Aykut Hocam’la bir sıkıntı olduğu söylenebilir ama ben konuşmam gereken herşeyi hocamla konuşup ayrıldım. O yüzden bir problemimiz yok. Benim gözümde çoçukluğumun en büyük Fenerbahçeli futbolculardan bitanesiydi. Anlaştığımız okadar çok nokta varken anlaşamadığımız küçücük noktalar insanların gözüne batıyor. Sıkıntılı bir şekilde ayrılmadık. Aykut Kocaman benim çoçukluğumdan beri hayalini kurduğum efsanevi futbolculardan bir tanesiydi. Sportif direktör olarak geldikten sonra Fenerbahçe’ye ben kendisiyle oturup uzun uzun konuşmalar yapmış bir futbolcuyum. Her zaman değerlerine fikirlerine saygı duydum."
"KOCAMAN İLE KAVGA ETMEDİM"
"Fenerbahçe’ye faydası olacağını düşündüğüm fikirlerdi.Bu yüzden de ben Aykut hocanın bizim hocamız olacağını önceden söylemedim. İçimden geçen buydu. Bir bilgimde yoktu. Daha sonra kulüp yöneticileri böyle bir karar aldılar.Dil sürçmesi sonunda oluşan bir röportajdı.Onu öyle algıladılar işin gerçeği o değildi.Daum ayrıldıktan sonra göreve gelince her zaman ilişkilerimiz iyi oldu. Geçen sene itibari ile özellikle bu şike sürecinde bizde etkilendik hoca da etkilendi. Bunun neticeasinde kendi aramızda yaşadığımız diyaloglar oldu. Kavgalar yumruklar bunlar yalan şeyler. Herkes bunu biliyor. Ama gündem olsun diye konuşuluyor. Türkiye’de her şeye cevap vermek gerçekten kolay değil.O kadar çok şey konuşuluyorki o yüzden ben giderkende söyledim anlaştığımız çok nokta varken anlaşamadığımız az bir noktanın benim için çok bir önemi yok."
"AYKUT KOCAMAN VE ALEX FENERBAHÇE'NİN EFSANELERİDİR"
"Futbolcuyla teknik adamlar arasında anlaşmazlıklar olabilir.Dünyanın her yerinde bunlar vardır. Ama bizim ülkemizde bunlar büyük oyuncularla hocalar arasında olunca çok güzel polemik konusu haline geliyor. Medya da bundan besleniyor. Ama ben Alex’inde Aykut Kocaman’ında Fenerbahçe tarihinde efsana futbolcular olduğunu düşünüyorum. Ben Fenerbahçe camiasına kendimi ait hissettim. Birinci günden ayrıldığım güne kadar. Böyle şeylerin konuşulmasının ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum çünkü işin içinde değilim. Kulübün bir iradesi var ve iradenin vermiş olduğu güç ile kulübü yöneten insanlar var. Eğerki Aykut Kocaman’a böyle bir yetki verildiyse doğru gördüğü şekilde bunu uygulayabilir. Alex ile Alex’siz o Aykut hocanın verebileceği bir karadır. Dışarıdan isteğim Fenerbahçe’nin isimler üzerinde polemik konusu haline getirilmemesi. Benim ismimde çok gündeme geldi. Fenerbahçe’nin başarısı her şeyin önündedir. Benim en büyük istek ve arzum Fenerbahçe’nin başarılı olmasıdır. Böyle problemleri medyanın abattığını düşünüyorum."
"FENERBAHÇE’DEN KIRGIN AYRILMADIM"
"Takımdan ayrılırken Aziz Yıldırım ile görüştüm. O görüşmeden sonra bir daha görüşmedim. Ama bu görüşmeyeceğim anlamına gelmez. Ben kimseye kırgın üzgün şekilde ayrılmadım. Herkesin bana vermiş olduğu sözler vardı. Fenerbahçe bana bu anlamda ne söz verdiyse yerine getirdi. Beni tanıyanlar nasıl insan olduğumu bilirler. O yüzden kimseye kırgınlığım yok."
"TUNCAY FUTBOLU FENERBAHÇE’DE BIRAKMAK İSTİYORDU"
"Şu an için futbol hayatımı Avrupa’da devam ettirmek istiyorum anma şartlar ne getirir bilmiyorum. Şimdilik Fenerbahçe ile ilgili olarak kafamda bir plan yok. Fenerbahçe’den bir teklif gelirse tabiki düşünürüm. Üniversite ile ilgili hedeflerim var. 2-3 sene daha futbol oynadıktan sonra üniversite ile ilgili tercihlerimi oturup değerlendireceğim. Ben futbol kariyerim boyunca büyük takımlarda oynadım. Her zaman oynadığım takımlar kendi liglerinin kalburüstü takımlarıydı. Tuncay’ın futbolu Fenerbahçe’de bırakmak istediğini biliyorum ama şartlar oluşmadığından dolayı Bursaspor’a gitti."
"ESTONYA MAÇINDA HAMİT'E DESTEK OLMAK İSTEDİM"
"Estonya maçından sonraki gol sevincimdede Hamit’e karşı bir tepkim asla olmadı.Ben sadece takım bütünlüğü açısından birlikte sevinmek istedim. Milli takım üzerinden çok fazla yıpratılıyoruz. Hamit’in yanına gidip başını okşadım ama sorsanız tepki gösterdi bağırdı çağırdı diyorlar bunu Hamit’e de sorabilirsiniz. Oynamadığı için üzgündü amacım ona destek olmaktı. Herkes milli takımda oynamak ister. Herkes konuşuyorsa bu ülkede bende kendime göre doğruları ve istediğim şeyleri konuşabilirim. Kimsenin karekterine ve haysiyetine söz etmiyorum. Kimseye toz pembe görüntü sergilemek zorunda değilim."
"PSİKOLOJİK DESTEK İÇİN GÖRÜŞMELER YAPIYORUM"
"Psikolojik destek için görüşmelerim var. Aile ile alakalı bazı planlamalarımız var aile içi desteklerimiz var. Benim saha içinde çizdiğim profilin değişmesi adına sportif anlamda bir destek alıyorum. Yanyana oynadığım bütün herkes benim hocam oldu. Kaptanlara kadroları sormazlar. Kaptanlar, öncelikle disiplenle alakalı kendi aralarında yapmış olduğu toplantılarda ortalığa çeki düzen verirler. Ama takım kadrosu kuran bir kaptan hiç görmedim."
"ABDULLAH HOCA KİMİ İSTERSE OYNATIR"
"Abdullah hoca kimi isterse onu oynatır. Burada benim irade ve isteğimin hiç bir önemi yoktur. Bunu aklı selim insanlar bilirler. Bütün oyuncular oynamak istiyor. Abdullah hoca hiç bir oyuncuyu ayırt etmeden herkesi çok sevdiğini bize hep söylüyor. A Milli takıma çağırılmak bile çok büyük bir şereftir. Fotoğrafın büyüğüne baktığımız zaman hedef o çatı altında olmak en büyük hedeftir. Selçuk benim çok sevdiğim bir futbolcu. Çok iyi bir orta saha oyuncusu. Çok uzun süreler milli takıma hizmet edecektir.Şu an için Türkiye’de en beğendiğim futbolcular Selçuk İnan, Emre Çolak, Mehmet Topal ve Trabzonsporlu Soner."
Kaynak:Sporx