1987 doğumluyum. Takdir, teşekkür almadım ama lise 1’i güzel notlarla geçtim. Ama aklımın yüzde 70’i atçılık camiasındaydı. Dergilerdeki at resimlerine bakıyordum. Televizyonlarda at yarışlarını izliyordum. O yaz ya jokey olurum ya da okulu bırakıyorum dedim. İstanbul’daki akrabalarımın yanına gittim. Apranti okuluna başvurdum. Yedekçi, yani seyis yardımcısı olarak başladım. Atlarla, okula normal başlayanlara göre 4-5 ay daha erken tanıştım.
Doğum yerim Adana. Adana’da bize yakın bir at çiftliği vardı. Atlara yakınlık orada başladı. Babam da seyislik yapıyordu. Haftasonları atların yanına giderdim. Apranti (jokey yamağı) okulunda ilk ata binmem anlatamayacağım kadar heyecanlı ve ürkütücüydü. Korkarak binmiştim.
Aslında atları eğiten ve alıştıran antrenör ve seyislerimiz. Bir çocuk gibidir atlar. Severseniz, iyi büyütürseniz akıllı bir at olur ama kızar döverseniz mutlaka onu sahaya yansıtır. Hep söylüyorlar, ben atlara pozitif enerji veriyormuşum. Ben okşadığımda atların kendine güveni geliyor. Kazanmam da sevginin gücü büyük ihtimalle.
ŞU ANDA VATANİ GÖREVİNİ YAPMAKTA EN YAKIN ZAMANDA KENDİSİ ARAMIZDA GÖRMEKTEN GURUR DUYACAĞIZ.
CEVAP YAZ (üye
girişi gerektirir)
Copright (c) 2012
Hangisi yener Spor ve TJK istatistikleri
SPOR VE AT YARISI HABERLERI